18 Nisan 2012 Çarşamba

Baykuş

Düşündüm bugün çok düşündüm aniden durdurak bilmeksizin düşündüm başka hiçbir işim yokmuş gibi yaşama sebebim düşünmekmiş gibi düşündüm.İnsan sorunlarını kendi iç dünyasında büyütüyomuş aslında ve yine nokta kadar olan sorun içsel buhranlar ve takıntılarla dağ gibi görünebiliyomuş gözüne.Bizi hastalayan ruhumuzu közdeki bir kömür gibi yok eden hastalıkta takıntıymış aslında ve fazla duygusal olmak fazla çürütüyormuş benliğini.Çoğu insan dudaklarda ki tebessüme dikkat kesilmekten gözlerinde ki  acıyı fark edemez.Kim bilir belki de etmek istemez benim derdim bana yeter hesabıyla gören körler olmayı yeğler.Ama bir gün gelir ki bir anda tüm sırların ortaya dökülüverir ve sen çırılçıplak kalırsın milyonlarca gözün önünde dertlerinle üşüyerek savunmasız bakakalırsın.Gözünden düşen yaşlar her derdinin ilmek ilmek olmuş acısını çözüverir aniden ardından biraz rahatlama biraz huzursuzluk hissedersin.Rüzgarın gece ile dansına şahit olursun uykusuz gecelerde.Yıldızlar ile ahbaplığın güneşi kıskandırır.Kalemin içine akan sözcüklere derman olur.Sonra öpüverir melekler bir gece alnından yok olup gidersin tüm bu şeylerin karmaşasından.Kan kusan kelimelerin acıyla beslenip selam eder gökyüzünde ki kuşlara.
                         En sevdiğin kuş Baykuştu ya Melis sessiz sessiz uçarsın sen de işte onlarla...