9 Temmuz 2012 Pazartesi

ARIZA

Ben çoğu zaman hayallerinin arasına sıkışan bir kızım bazen savaşırım bu yoğun dürtüyle bazen adım atmaya ürker bir de hayıflanırım neden olmadı diye.Aslında bazı hayallerimi gerçeğe çevirdiğim oldu olmadı desem yalan olur şimdi.Ama bazıları var ki içimde ki korkağı bir türlü alt edemiyor ya da ben yapamayacağıma inandığım için olmuyor  işte bir de olmadı diye üzülmelerim olmasa .Ah avanak sen adım atmazsan o olur mu olmaz ama bunu kendime anlatamıyorum bir sihirli değnek olsun istiyor aptal gönlüm.İşin garip yanı başkalarına da enjekte etmişim bu fikri Melis'in yapamayacağı şeyler vardır aman ona dokunmayın.Yalnız hayalleri uğruna savaşan o süper kişi de benim yine tezatların kızıyım bir nebze.Eğer bir hayalimi yapabileceğime inanayım o dakika onu elde edeceğime yemin ederim ve evet çoğu isteğimi elde ettim ama dedim ya bazı hayallerimi su yüzüne çıkartmaya korkuyor onları yapabileceğime inanmıyorum.Aslında tek şey kendine inanmak evet anahtar kelime bu Bingo!Gel gelelim ki içimde bir şeyler aklı yerle bir ediyor ve işte o an başlıyor tüm arıza.
      Mutsuzum Mutsuzsun Mutsuz ve hayat inadına devam ediyor...

6 Temmuz 2012 Cuma

Bilseydim bakmazdım gözlerine eğer bakmamış olsaydım göğüs kafesim aşka müebbet olmazdı.
Gözlerin ,gözlerin olmadan ne yaparım bilmem damarlarımda akan bir hayat suyu onlar, adı konulmamış bir aşk...(Melis Uğurlu)

18 Nisan 2012 Çarşamba

Baykuş

Düşündüm bugün çok düşündüm aniden durdurak bilmeksizin düşündüm başka hiçbir işim yokmuş gibi yaşama sebebim düşünmekmiş gibi düşündüm.İnsan sorunlarını kendi iç dünyasında büyütüyomuş aslında ve yine nokta kadar olan sorun içsel buhranlar ve takıntılarla dağ gibi görünebiliyomuş gözüne.Bizi hastalayan ruhumuzu közdeki bir kömür gibi yok eden hastalıkta takıntıymış aslında ve fazla duygusal olmak fazla çürütüyormuş benliğini.Çoğu insan dudaklarda ki tebessüme dikkat kesilmekten gözlerinde ki  acıyı fark edemez.Kim bilir belki de etmek istemez benim derdim bana yeter hesabıyla gören körler olmayı yeğler.Ama bir gün gelir ki bir anda tüm sırların ortaya dökülüverir ve sen çırılçıplak kalırsın milyonlarca gözün önünde dertlerinle üşüyerek savunmasız bakakalırsın.Gözünden düşen yaşlar her derdinin ilmek ilmek olmuş acısını çözüverir aniden ardından biraz rahatlama biraz huzursuzluk hissedersin.Rüzgarın gece ile dansına şahit olursun uykusuz gecelerde.Yıldızlar ile ahbaplığın güneşi kıskandırır.Kalemin içine akan sözcüklere derman olur.Sonra öpüverir melekler bir gece alnından yok olup gidersin tüm bu şeylerin karmaşasından.Kan kusan kelimelerin acıyla beslenip selam eder gökyüzünde ki kuşlara.
                         En sevdiğin kuş Baykuştu ya Melis sessiz sessiz uçarsın sen de işte onlarla...

27 Şubat 2012 Pazartesi

İnsanlar insanlar mı?''Onlar sadece gölge saf anlamsız gölge...''

Acaba gerçekten mutlu muyum? Kafamı kurcalayan tek soru bu.Mutlu olup olmadığıma karar vermekten bile acizim.Ne kadar istesemde can cekişen huzursuz ve karamsar havamdan bir türlü kurtulamıyorum.Çok denedim kurtulmayı sürekli kahkahalar atıyor doyasıya eğleniyorum ama akşam olup eve döndüğümde kendi içimde bir yerlerde saklanıyorum kimseye göstermek istemediğim bana özel yerlerde...Herkesin sandığından çok farklı kimliğim akşamları gün yüzüne çıkıyor ve içimi kemiriyor.Bir türlü uzun süreli mutluluklar yaşayamıyorum.Çünkü ruhumun kafesler altında özgürlüğü arzuladığını hissediyorum.Milyonlarca anahtarın denendiği kafes gerçekten açılamıyor senelerdir.Yine içimde bir yerlerde hissediyorum ki anahtar bende ama o anahtar yine aynı şekilde gizlenmiş bedenimde çıkmayada korkmuyor değilim aslında ,yıllarımı geçirdiğim kafesten.Aslında tüm arzumla uçmak istiyorum en ücra köşelere ama korkuyorum da yem olursam düzene diye.Hissettiğim bu duygular ya zaten beni yazmaya sevk eden.Parmaklarımla dokunamadığım tadına bakamadığım duygularımın gölgeleri değil de ne yazılarım?Eğer yazılarımı seven tek insan ben olsaydımda yılmazdım yazmaktan yazmak alkış almak değil benim için temel ihtiyaç ''NEFES ALMAK''... Kısa ve net bir şekilde söylüyorum :''Yazamasaydım ölürdüm.''Benim için inkar edilemez tek gerçek bu. İnsanlardan nefret ettiğim zamanlarda yazarak rahatlarım bir nevi terapi bu.Bu sebepten en güzel yazılarım ağlarken çıkıyor saf, katıksız ,sözcüklere isyan...Göğüs kafesime basınç yapılıyormuş gibi darlanıyorum bazen diyorum kendi kendime bugün günlerden siyah ateşlerle imtihan ediliyor bedenim,kavruluyor ruhum dumanlarım dört bir yana savruluyor küllerim ise sadece bende yeni izler bırakıyor.Duraksıyorum yavaşlıyor soluğum insanları gözlemliyorum.Ve düşünüyorum ''Yaşananlar sadece yaşayanı yıpratıyormuş,insanlar insanlar mı onlar sadece gölge saf anlamsız gölge...''

24 Şubat 2012 Cuma

Sözlerim

                   ... Benden bana ait değerli sözler...

Gökten kimyasal yağıyor bak bugün ve ben zift gibi kara günahlarla yok oluyorum gene...

Çok gülüyorsun diyorlar bilmiyorlar ki gülme eylemini kendime yıkılmamak için zırh edindiğimi...

Neden umarsızca çığlık atmak varken içimde ki her bir hücreyi kanatırcasına gözyaşlarımla parçalıyorum ki?

Sen yüreğimi başkalarıyla binlerce kez deşerken benim acı veren tek eylemim bedenimi kanatan
ellerim...

Ben seni kaçmayasın diye göğüs kafesime saklamayı bile düşünürken sen benden kalbimi deşecek kadar mı nefret ettin?Şimdi aldığım oksijen bile zehirliyor beni...

20 Şubat 2012 Pazartesi

Korkuyorum çok korkuyorum...

Çok yanlış tanıyormuşuz tanıdığımızı sandığımız kişileri...O güvendiğimiz kişiler ettikleri fütursuz iki kelimeyle ruhunuzda etlerinizi çekiyormuş kadar derin acılar bırakabiliyormuş.Ruhunuz yaşadığı acıyla kıvranırken gözyaşlarınızın tuzu daha da acıtıyormuş hayal kırıklığınızı...Cam dolu bir yatağa yatıyormuş gibi. Kurtuluş yokmuş bundan nereye dönsen batıyormuş camlar bedenine ve en sonunda acıya teslim oluyormuş ruhun.Korkuyorum artık kendimden böyle devam edersem ölü bir ruh gibi hissetmekten korkuyorum.Bir gün gelipte ağlayamayacak kadar acıya alışmış uyuşturulmuş bir beden gibi köşeme çekilmekten korkuyorum...Tüm vucudumu kendi ellerimle paramparça etmekten korkuyorum.İnsanlardan ölene kadar nefret etmekten korkuyorum...İçime çektiğim nefesin artık zehir gibi gelmesinden korkuyorum...Kendimi kendimden arındırmaya korkuyorum kısacası ben ben olmaktan çıktığımı görmekten korkuyorum... Eziliyorum ağır geliyor yaşadıklarım ağzımda zehir varmış gibi kıvranıyorum kıvranıyorum  kıvranıyorum ve ölüme kıvranıyorum.